Alanya

2000

Antalya Körfezi’nin doğu ucunda yer alan Alanya, aslında bir korsan kenti olarak kurulmuştur. Akdeniz’in gözü kara korsanı Tryphon, sığınacağı bir kale yapmaya karar verdiğinde en iyi yerin, anakaraya ince bir toprak parçasıyla bağlı bulunan kayalık yarımadadan daha uygun bir yer olmadığını düşünmüştür. Ve sığınağını bugün adı Alanya Kalesi olan bu noktaya inşa etmiştir.

Akdeniz kıyılarındaki korsan egemenliğine büyük darbe vuran ünlü Pompeius, korsan Tryphon’un inşa ettiği kalenin surlarını yıktırır. Kale, sonraki yüzyıllarda küçük onarımlar yapılarak kullanılmıştır. Ancak bir bölümünün eski temelleri üzerinde ayağa kalkması 13.yüzyıl başlarında Alanya ve çevresini ele geçiren Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat döneminde gerçekleşmiştir. Bu dönemde Alanya, Selçuklu sultanlarının kış aylarını geçirdikleri başkent olarak kullanılmıştır.



St. Nicholas Kilisesi

2000

Myra'da Aziz Nikolaos Kilisesi diğer bir adıyla “Noel Baba Kilisesi” ilk olarak 6. yüzyılda Aziz Nikolaos'ın ölümü üzerine yapılmıştır. Günümüzdeki kilise temel olarak 8. yüzyıldan itibaren inşa edilmiştir; 11. yüzyılın ikinci yarısında bir manastır ilave edilmiştir. Bir Likya yerleşimi olan Myra antik kentinin parçası durumundaki Aziz Nikolas Kilisesi mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneğidir.

Tarihi ve mimari verilere dayanarak 6. yüzyılda yapılmış bazilika olduğu kabul edilen kilisenin 8. yüzyılda hasar görmesi ardından, 9. veya 10. yüzyılda kubbeli bazilika planında yeniden inşa edildiği belirlenmiştir. Bu dönemden sonra Aziz Nikolas Kilisesi pek çok onarım ve ek yapı dönemi geçirmiştir. 11. yüzyılda iç narteks duvar resimleriyle donatılmıştır.



Kekova

2000

Kültürel özelliklerinin yanı sıra; Kekova çok önemli jeolojik oluşumlar, oluklu kıyı hattı, hidrobiyolojik özellikler ve görsel güzelliğe sahiptir. Yaşayan kültürel varlığın yanı sıra kültürel devamlılığın da önemli bir örneğidir. Kekova, (Likya dilinde: Dolichiste) Antalya ilinin Demre ilçesi yakınlarında Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki küçük, kayalık bir adadır. Kaynaklara çoğu kez "Kakava" diye geçmiştir. Kuzey tarafında ikinci yüzyılda depremlerle yok olan antik Dolkisthe kentinden kalma batıklara yer yer rastlanır. Kekova, Bizans döneminde yeniden kurulup gelişmiş fakat gelişmesi Arap istilaları yüzünden devam edememiştir.

Kekova’nın 4.5 kilometrekarelik yüzölçümü olmakla birlikte bu adada kimse yaşamamaktadır. Üzerinde pansiyonlar ve kafeler bulunan adaya teknelerle ulaşım sağlanmaktadır.



Güllük Dağı - Termessos Milli Parkı

2000

Termessos Pisidia bölgesinin "Milyas" olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı'nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu'nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym'ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan antik kentlerin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Termesos Milli Parkı içinde yer alır.

Güllük Dağı - Termessos Milli Parkı; bitki örtüsü ile bölgenin botanik, içlerinde soyu tükenmekte olanların da bulunduğu pek çok hayvanı barındırma özelliği ile de açık hayvanat bahçesi görünümündedir. Antalya-Korkuteli karayolunun 24. kilometreden sola tırmanan özel yolla, Güllük Dağı'ndaki kalıntılara ulaşılmaktadır.

rinde pansiyonlar ve kafeler bulunan adaya teknelerle ulaşım sağlanmaktadır.



Likya Uygarlığı Antik Kentleri

2009

Antik Likya Uygarlığı Kentleri, Akdeniz Bölgesi’nde Teke Yarımadası’nda yer almaktadır. Antik Likya, güneyde Akdeniz, batıda Karya ve doğuda ise Pamfilya ile komşudur. M.Ö. 1. yy.’ın ortalarında ise 23 kentten oluşan “Likya Birliği” oluşturulmuştur. Bu birlik tarihteki ilk demokratik birlik olup, günümüz demokratik sistemleri için de esin kaynağı olmuştur. Bu federasyonun önemli kentleri Patara (başkent), Xanthos, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos’tur.

Bunlara daha sonra Phaselis de eklenmiştir. Teke Yarımadası’nda Likya Birliği’ne ait daha küçük kentler de bulunmakta ve bu kentler sistemli kazılar, sikkeler ve yazıtlardan bilinmektedir. Bunlar arasında ise Andriake, Sura, Kyaenai, Limyra, Theimmusa, Simena, Istlada, Trebende, Aperlae bulunmaktadır.



Perge Antik Kenti

2009

Perge, Antalya'nın 18 km doğusunda, Aksu ilçesi sınırları içinde bulunan, bir zamanlar Pamfilya Bölgesine başkentlik yapmış antik bir kenttir. Şehirdeki akropolisin Tunç Çağı döneminde kurulduğu düşünülmektedir. Helenistik dönem boyunca şehir eski dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasında sayılmaktadır.

Perge, sadece bölgenin değil, tüm Anadolu'nun en düzenli Roma dönemi kentlerinden biridir. Mimarisi yanında mermer heykeltıraşlığıyla da ünlüdür. 1946 yılından beri İstanbul Üniversitesince yürütülen kazılar sonucu şehir merkezinin önemli anıtsal yapıları gün ışığına çıkarılmış, ele geçen heykel buluntuları sayesinde Antalya Müzesi dünyanın en zengin Roma Dönemi heykel müzelerinden birisi olma özelliğini kazanmıştır.



Aspendos Kenti Tiyatrosu ve Su Kemerleri

2015

Antalya ili Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda bulunan Belkıs köyünde yer alan Aspendos Antik Kenti, sadece Anadolu'nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunan Roma Dönemi tiyatrosuna sahiptir. Kent, bölgenin en büyük nehirlerinden Köprüçay (Antik Eurymedon) yakınlarındaki bir tepenin düzlüğünde kurulmuştur. MÖ 5. yüzyılda basılmış sikkelerinde adı Estvediys olarak geçer.

Anadolu kökenli bu ad, şehrin çok eskilerden beri yerleşim gördüğünün kanıtıdır. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini yakınındaki nehre ve dolayısıyla çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos'ta bugün çoğunlukla tiyatro ve su yolları ziyaret edilmektedir. Şehre ait diğer yapıların kalıntıları ise tiyatronun yaslandığı tepenin düzlüğünde yer alır.



Yivli Minare Camii

2016

Anadolu Selçuklu Hükümdarı 1. Alaaddin Keykubat tarafından 1230 yılında inşa ettirilen Yivli Minare Camii, Anadolu Türk Mimarisinde benzeri olmayan yivli minaresinin formuyla dikkat çekmektedir. Bunun yanında, altı kubbeli ibadet mekanı ile Anadolu’daki çok kubbeli cami tipinin günümüze ulaşan en eski örneği olduğu kabul edilmektedir.

Yivli Minare Antalya'daki ilk islam yapılarındandır. XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Minarenin kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 Yivlidir. Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı merdiven ile çıkılmaktadır. Yivli minarenin bir kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden oluşmuştur. Yivlilerinden dolayı Yivli Minare adı verilmiştir.