Hattuşa Boğazköy

Hattuşa Boğazköy Hitit Başkenti



Hitit imparatorluğunun eski başkenti Hattuşa'nın arkeolojik alanı, kentsel organizasyonu, korunan yapı türleri (tapınaklar, saraylar, şehir kalıntıları ), Lions Kapısı ile Kraliyet Kapısı'nın zengin süslemesi Ve Yazılıkaya'daki kaya sanatı topluluğudur. Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur. Kalıntılar Aşağı Kent, Yukarı Kent, Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazılıkaya'dan oluşmaktadır.

Hitit Devleti'nin başkenti olan Hattuşaş sanat ve mimarlık alanında gelişmeler göstermiştir. Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur. Kalıntılar Aşağı Kent, Yukarı Kent, Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazılıkaya'dan oluşmaktadır. Şehir, kuzeyden güneye doğru 300 metre yükselir. Kuzeyde kalan kısma ‘’Aşağı Şehir’’, güneyde kalan kısma ‘’Yukarı Şehir’’ denir. Şehir kuzeye doğru açık olup kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir.

Yazılıkaya kabartmalarından çıkarılan bu resim IV.Tuthaliya'yı koruyucu tanrısı Şarruma ile birlikte gösteriyor. Şarruma, Fırtına Tanrısı Teşup ile Bereket Tanrıçası Hepat'ın oğludur. Üzerinde çengeller olan sivri şapkaları yalnızca tanrılar giyebilirdi. Burada Hitit Başkenti Hattuşa'nın kapılarından en ilgincini görüyorsunuz. Yerkapı adıyla anılan bu kapı aslında üst üste iki kapı. Surların altında yer alan ve taşlarla kaplı duvarın altındaki yer altı tüneli (71 metre uzunluğunda) kente gizli girişin kapısı. Tam üstünde surların içinden geçilerek girilen sfenksli kapı var. Hitit başkenti Hattuşa'ya giriş için kullanıldığı bilinen 6 kapı var.

“ Tapınaklar ve kutsal alanların bulunduğu, aslanlar ve sfenkslerin girişinde nöbet tuttuğu beş görkemli kapıyla kuşatılmış Yukarı Şehir, Bu kapılardaki sfenkslerin ikisi, 1.Dünya Savaşı öncesinde yenileme için Almanya'ya gönderilmiş, biri onarılıp Türkiye'ye dönmüş; diğerinin geri dönüşü uzun ve ısrarlı uğraşıların sonunda neredeyse 100 yıl sonra sağlanabildi. ”

Hattuşaş Anıtsal Kapıları

Hattuşaş Anıtsal kapılarının çoğu günümüze sağlam ulaşmıştır. Aslan Kapısı, Hattuşaş'ın güneybatı girişidir ve M.Ö. 1340 yıllarında inşa edilmiştir. Kapı kullanımdayken, M.Ö. 1343-1200 tarihleri arasında Hitit İmparatorluğu döneminde taşlar parabol halinde, her iki taraftaki kulelerle görkemli ve ürkütücü bir görüntü ile kemerli duruyordu. Kentin en güneyinde ve en yüksek noktasında yer alan Yerkapı ise adını bugün Hattuşa'da içine girilebilen tek poternden (tünel) almış. Bu poternden geçilerek sur dışına çıkılıyor. Burada oluşturulan toprak setin üzerinden geçen kent surunun ortalarında da Sfenksli Kapı yer alıyor. Yazılıkaya, Çorum ilinde, Hitit başkenti Hattuşaş (Boğazköy) antik yerleşkesinin 2 km kuzeydoğusunda yer alan, doğal kayalar arasına yapılmış Hitit açık hava tapınağıdır. Kayalar arasındaki iki açıklık (A ve B odaları) Hitit tanrılarını resmeden rölyeflerle işlenmiştir ve Hitit döneminden kalan en önemli anıtsal eserlerden biridir.

Hattuşa Boğazköy Kalıntıları

Yeşil Taş ve Mısır Bağlantısı

Büyük Tapınak 14.500 m2'lik bir alana yayılmış. Tapınaktaki üstü açık avlularda ayinler ve kurban törenleri yapılırmış. Tapınak çevresindeki depo odalarında ayinlerde kullanılan kültler ve erzaklar saklanırmış. Tahıl, şarap ve yağ deposu da olarak kullanılırmış. Tapınağı çevreleyen depo alanları çok katlıymış, toplamda 200 kadar depo odası olduğu düşünülüyor. 1907 yılında yapılan kazılarda, burada çivi yazılı tabletler bulunmuş. Tapınak odalarında depolanan tüm malların kaydı tutuluyormuş. Buradan Hattuşa'nın giriş kapısı ve restore edilen surlar oldukça net görünüyor. Büyük Tapınağa girdikten sonra hemen solda görülen Yeşil Taş, Bu taşın ne olarak kullanıldığı hala tespit edilememiş. Ancak kutsal olduğuna inanılan bu yeşil taş, dünyada bilinen en büyük tek parça yeşil taşmış. Mısır'da bulunduğu ve II.Ramses tarafından hediye edildiği düşünülmektedir.

Hitit dönemine ait iki büyük sfenks tarafından korunan güneydeki anıtsal giriş, iki kule arasında kalacak şekilde düzenlenmiştir. Kapı pervazı olarak kullanılan yaklaşık 4 m. yüksekliğindeki yekpare taş dikmelerin (monolit) yerden yaklaşık 2 metrelik bölümlerisfenks biçiminde yontulmuştur. Bu Sfenksli Kapı'dan girilen geniş Hitit yapı kompleksi halen tam olarak kazılmamıştır. Sfenksli Kapı'nın yanındaki kule temelleri birçok ortostatla kaplanmıştır. Rölyef ve sfenkslerin çoğu M.Ö. 14. yy.'a aittir. Bunlar replikaları ile değiştirilmiş ve asılları Ankara'ya, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne taşınmıştır.

Dört tarafı sarp kayalıklarla ve surlarla çevrili Büyükkale ise kentin merkeziydi. Hitit kralları ülkeyi buradan yönetiyordu. Burada yapılan kazılarla direkli galerilerle çevrili avlular, konutlar, depo binaları ve büyük bir kabul salonuyla, büyük bir saraya ait kalıntılar ortaya çıkarılmış. Büyükkale'nin asıl önemi Hitit ve Anadolu tarihi aydınlatan çiviyazılı kil tabletlerin burada bulunmuş olması. Hattuşa kazılarında bulunan otuz binden fazla çivi yazılı tablet İstanbul, Ankara ve Çorum'daki müzelerde korunuyor. Tabletlerde kanunlar, antlaşmalar ve yazışmaların yanı sıra dini ve edebi metinlerde yer almaktadır.